{ "title": "Evlilikte Kan Uyuşmazlığı", "image": "https://www.kan.gen.tr/images/evlilikte-kan-uyusmazligi.jpg", "date": "19.01.2024 21:44:03", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Evlilikte kan uyuşmazlığı, karı koca arasında bir risk değildir. Ancak gebelik döneminde anne karnındaki bebekle annenin yaşadığı bir sorundur. Kan uyuşmazlığı vücuda giren kendisine yabancı olan kanın metabolizma tarafından algılanmasıyla yaşanır. Vücuda yabancı kan, metabolizma tarafından aynı alerjen bir madde olarak değerlendirilmektedir. Bu aynı zamanda kanda pozitif ya da negatif olarak bulunan Rh uygunsuzluğu şeklinde de adlandırılır. Gebe kadınlardan bundan çok etkilenir. Gebe kadın ve anne karnındaki bebeğin sahip olduğu kan grubu arasında Rh uygunsuzluğu bulunabilir. Alerjen olarak algılanan kan, vücutta alerjik tepki ortaya çıkarır.

Evlilikte kan uyuşmazlığı ve sonuçları

Kan uyuşmazlığı 2 türde meydana gelebilir. Evlilikte kan grubu Rh (+) olan erkeğin, kan grubu Rh (-) kadınla bebek yapması durumunda, bebeğin Rh (+) kan grubu olması halinde, bebeğin bu Rh (+) kan hücreleri yani alyuvarlar annenin vücuduna geçebilir. Bu anne ve bebek arasındaki direkt kan bağından kaynaklanır. İlk gebelikte bazen hissedilmeden atlatılan bu durum, daha sonraki gebeliklerde sorun haline gelir. İlk gebelikle annenin savunma sistemi tam gelişmediği için, kan uyuşmazlığı risk haline gelmeyebilir.

Gebelik sürecinde anneyle bebeğin kan bağını göbek kordonu sağlar. Bebek bu nedenle kendinin kan hücrelerini annesiyle paylaşır. Belli seviyede süren bu paylaşım sırasında bebek kan hücrelerini paylaşmayı keserse, annenin vücudu doğal tepki vererek, antikor üretir. Bu aşamada kan uyuşmazlığı denilen, yaşamsal bir risk oluşturan sorun başlar. Kanın alerjen uyarısı vermesi ve annede oluşan antikorlar göbek kordonu aracılığıyla bebeğin vücuduna girer. Bebek göbek kordonundan alyuvar gönderirken, anne bebeğe antikor göndermeye başlar. Bebeğin vücuduna giren antikorlar kan hücrelerini parçalar, bebeğin sağlık sorunları yalamasına yol açar.

Göbek kordonundan bebeğe geçen antikorlar bebeğin yaşamını yitirmesine neden olur. Bebekte alyuvar yıkımıyla birlikte, bebekte kansızlık olması ve kalp yetmezliğinin gelişmesi demektir. Bu sorunlar oldukça hızlı gelişir. Bebeğin vücudunda sıvı birikir, bu doğumdan sonra bebekte sarılık görülmesine yol açar. Sarılık hem anne hem de bebek açısından yaşamsal risk taşıyan bir sorundur. Tedavi edilmezse sakatlık ve ölümlere neden olur. Bu sebeple evlilikte kan uyuşmazlığı için tedbir alınmalı ve tedavi uygulanmalıdır.

Evlilikte kan uyuşmazlığı tedavisi nasıl yapılır?

Evlilikte kadının gebe kalması durumunda, bebek ve anne için ciddi bir sorun oluşturan kan uyuşmazlığı tedavi edilebilir. Tedavide kan uyuşmazlığını oluşturan, annenin antikor üretimine karşı önlem alınır. Annede Rh (+) kan hücrelerini parçalayacak antikor üretiminin olmaması, kan uyuşmazlığının önlenmesini sağlar. Bu sayede bebek ve annede olabilecek hastalıklar önlenir.

Anne ve bebek açısından risk taşıyan kan uyuşmazlığı tedavisinde, Rh (+) kan gruplu erkekten olan bebeğin annesindeki Rh (-) gebelikte 28. Haftada anti D denilen iğne yapılır. Bu sayede annenin vücudunda antikor üretimi engellenir. Doğumdan sonra bebeğin kan grubunun Rh (+) olması halinde, 72 saat geçmeden hemen anti D iğnesi tekrarlanır.

Bu nedenle evlilikte kan uyuşmazlığı konusunda çiftler bebek sahibi olmayı istediklerinde, mutlaka gereken tetkikleri yaptırmalıdır. Bu sorun tedavi edilebilir. Bu nedenle anne ve bebeğinin yaşamı riske atılmamalıdır. Kan uyuşmazlığı olan çiftlerde yapılacak tedavi sayesinde sağlıklı bebekler doğabilir.
" } ] }